Mezun Olunca Ne İş Yapacağım?

by nsaral

“Ne iş olursa yaparım abi,”
“Hele bir mezun olalım, gerisi Allah kerim,”
“Askere gidcem herhal 🙂

“Valla bilmiyorum abi, bu gidişle İstiklal’in ortasında tezgâh kurup, orijinal kitap satcam”
“Mezun olduktan sonra öğreneceğiz kısmetse!”

Bunlar artık klişeleşmiş “Mezun olunca ne iş yapacağım?” sorusuna Ekşi Sözlükte gençlerin kendi jargonu ile verdikleri cevaplar. Bu cevaplardan bile bu sorunun toplumdaki önem derecesi ve gençlerin kötümserliği hemen ortaya çıkıyor. Gerçekten de Bilişim Sektöründe mühendis, yönetici ve şirket sahibi olarak çalıştığım 30 yıldır gençlerin bana en çok sordukları sorulardan biridir bu! “Mezun olunca ne iş yapacağım?” Global ekonomik kriz nedeniyle işsizliğin arttığı bu dönemde, mevcut tabloya her yıl üniversitelerden mezun olan binlerce yeni mezun çalışan adayı eklendiğini düşünürsek gençlere hak vermiyor da değilim. Gençlerin mezun olunca ne iş yapacağı, hangi şirkette ve hangi mevkide çalışacağı gibi konularda tereddüt etmeleri çok doğal. Bu makalede gençlere mezun olunca daha donanımlı olabilmeleri için öğütler ve çeşitli ipuçları verecek onlara bir anlamda yol haritası çizmeye çalışacağım. Eğer gerçekten faydalı olmasını istiyorsanız sonuna kadar okuyun! Sonuna kadar okumayı göze almayan bir gence yardım etmek çok zor. Toplumdaki “okumamak” salgın hastalığı gençliğin çoğunluğunu karamsarlığa itmekte ve bu aynı zamanda onlarda “bilgi sahibi olmadan” fikir sahibi olma kötü alışkanlığını yaygınlaştırmaktadır.

Meslekler ve Meslek Seçimi

Birey için meslek bir ömür boyunca süren bir ders ve ilerleme olduğu gibi aynı zamanda maddi kazanç sağladığı iş ve pozisyonlardır. İyi düşünerek ve kendinizi tartarak, sevdiğiniz ve sizin için doğru mesleği seçmek iş hayatında başarılı olmayı garantileyen en önemli etkendir. Bir meslek seçerken kişiliğinizi, kendinize ait değerleri, ilgi sahalarınızı ve becerilerinizi göz önüne almalısınız. Kariyerinizi belirlemeye çalıştığınız bu sürece öz değerlendirme (kendini keşfetme) denir.
Hemen şunu belirtmeliyim ki, çeşitlenen ve bir o kadar da iç içe girmiş disiplinlerin egemen olduğu günümüz teknolojik dünyasında üniversite mezunu bile olsanız aslında o mesleğe sadece adım atmış sayılırsınız. Meslek sahibi olabilmek için belirli bir meslek dalında temel eğitim almış bir kişinin kazandığı bilgi ve becerilerin, pratik deneyim, mesleki yeterliliklere göre pratik bilgi ve yetenek kazanması ve staj süreci, arkasından başarı ile tamamlanmış bir deneme süreci ile kanıtlanmış olması gerekir. Mesleğin öğrenilmesi, hem üniversite düzeyinde bir akademik kurumda eğitim, hem de işyeri koşullarında belirlenmiş, denetlenen ve değerlendirmeye tabi tutulan deneyimi kapsar. Belirli mesleki uygulamaları yapabilmek için gereken öğrenme düzeyleri, “farkında olmak” “kavramak”, “yetenek sahibi olmak” arasında değişebilmektedir. Bazı konular genellikle üniversite çevresinde öğrenilirken, diğer bazı konular daha çok işyerinde öğrenilmektedir.

Bilgi ve becerinin değerlendirilmesinin değişik yöntemleri vardır. Üniversitede alınan derslerde başarı; proje çalışmalarının kritiğe tabi tutulması, yazılı sınavlar, çoktan seçmeli veya metne dayalı sınavlar veya diğer yöntemlerle değerlendirilebilir. Meslek pratiğinin çeşitli yönlerine ilişkin deneyim ise; örnek vakaların değerlendirilmesi, staj kayıt defterine geçirilmiş çalışmaların incelenmesi, yazılı ve tasarım sınavları ve/veya meslekte deneyimli üyelerin adaylarla yapacağı mülakatlar yoluyla sınanabilir. (Mesleki Bilgi ve Becerinin Kanıtlanması, Mimarlar Odası Yayınları, Nisan 1998)

Gençlerin meslek seçerken kanımca ilk olarak kendi maddi imkânlarını ve eğitim durumunu göz önüne almaları gerekir. Eeğer maddi imkânlarınız sınırlı olduğundan kendinize üniversite aşaması sonuna kadar, daha uzun süreli bir eğitim planlayamıyorsanız, temel eğitim süreçlerinden sonra doğrudan bir meslek sahibi olabileceğiniz dalları seçin. Örneğin bir meslek lisesi tercih edebiliyor ve herhangi bir başka sınırlamanız yoksa (meselâ kan tutmuyorsa J) “Hemşirelik “ mesleğini sizlere önerebilirim. Böylece mezun olduğunuzda çerçevesi kolayca tanımlanmış bir mesleğe sahip olursunuz. Bunun yerine “Bilgisayar Meslek Lisesi” ise daha geçerli gibi gözüktüğü halde rekabetçi bir pozisyon olduğundan ve aynı zamanda ülkemizde çerçevesi tam çizilmemiş bir “meslek” dalı olarak geliştiğinden, bu eğitim düzeyinde tavsiye edemem. Toplumdaki kanının aksine Meslek Yüksek Okulları mezunlarının doğrudan çalışma hayatına atılabildiklerini de şahsen izlemekteyim.

Düzenli maddi bir gelir mi istiyorsunuz yoksa kendi işinizin sahibi mi? Seçeceğiniz meslek size ne kadar ekonomik bir kazanç sağlayacak? Ek gelirleri olacak mı?  Mesleğiniz size nasıl bir yaşam tarzı getirecek? Ofis ortamında mı çalışmak istiyorsunuz yoksa Dünyayı gezip başka kültürler mi tanımak?   Mesleğiniz dışında kendinize ait daha fazla zaman kalmasını mı istiyorsunuz, yoksa kişisel gelişim mi sizin için daha önemli? Başkalarına yardım etmek mi sizi mutlu kılıyor, yoksa kalıcı bir şeyler yapabilmek ve takdir edilmek mi?  Bunlara benzer yüzlerce soru ile kendinizi tartabilirsiniz.

Daha önce söylediğimiz gibi meslek seçimi bireylerin kendilerini tanımaları, ne istediklerini doğru biçimde algılamaları, karakterleri, değerleri, maddi imkânları, ilgi sahaları,  bilgi ve becerileri yanında meslek tanımlarını da doğru biçimde incelemeleriyle yapılmalıdır. Bu makalede meslek tanımlarına daha detaylı değinmeyeceğim ancak http://www.osstercihrehberi.com/meslekler.php adresinde özellikle üniversite mezunları için meslek tanımları bulunmaktadır. http://www.khake.com/page51.html adresinde ise benzer ancak İngilizce sayfalar var.

Ekonomik konjonktür de meslek seçiminde göz ardı edilmeyecek bir argümandır. Birçok yazar ve kariyer destek merkezi günümüzde enerji sektörünün, bilgi teknolojileri ve telekomünikasyonun, sağlık ve eğitim sektörlerinin, lojistik sektörünün, turizmin, danışmanlık hizmetlerinin yeni mezun alımlarında öne çıkarmakta, bu iş kollarının çiçeği burnunda bu mezunlara en azından bir önceki yılki kadar istihdam yaratmasını beklemektedir. Bunun yanında bugün olduğu gibi ekonomik kriz dönemlerinde kamu sektörüne ilgi artmaktadır.

Meslek seçiminde çok faydalı olacak bir yöntem de size literatürde “Mentoring” denilen “Rehberlik” hizmetleri verecek güvenilir ve saygın kişilere danışmanızdır. Bırakın, deneyimli ve şuan sizden daha eğitimli bu akıl hocaları sizi izlesinler. Birçok insan yıllar içinde elde ettikleri deneyimleri kariyerinize yardımcı olmak amacıyla size iletmekten mutluluk duyacaktır.  Akıl hocalarınızın bazı fikirlerinizi desteklediğini ve sizin adınıza olumlu bulduklarını gördüğünüzde kariyer seçiminizde ve hedeflerinize varmak için çabalarınızda daha kararlı olacaksınız. Rehberlik hizmetlerinin meslekte ilerlerken de şaşırtıcı etkilerini, sizin adınıza çabuk ve verimli gelişmeleri hissedeceksiniz.

Meslek Seçimine Yönelik Eğitim Sürecinde Yapılması Gerekenler

Tüm gençlere daha üniversitede okurken mesleklerinin belirlenmesine yönelik çalışmalarla da bir yandan ilgilenmelerini öğütlerim. Eğer “Üniversite bitsin, sonra askerlik yaparım ve gelir iş ararım,”  diye düşünüyorsanız günümüz koşullarında 23 veya 24 yaşında, eğitimli ancak hiçbir deneyimi, çevresi olmayan bir genç olarak baştan kaybettiniz! Apple’ın kurucusu Steve Jobs’un gençliğinde işe girmek için resmen HP’nin kapısında yattığını, yöneticileri bu kadar zorladığını anlatan hikâyeleri okumuşunuzdur. Gerçek şu ki Steve Jobs o zaman sadece 15 yaşındaydı. Düşünün işe girmek için kapınızda yatan bir genç ve 15 yaşında. Birçok yönetici bu gencin kendisi için koyduğu çıtanın ne kadar yüksek olduğunu fark eder. Hayallerinin peşinde koşan gençler mutlaka başarılı olacaktır.

2006 yılında internet sunucularımızı yenilerken phpBB ile çalışan forumumuz için bir genç ile yazışmıştm. phpBB Türiye organizasyonundan bu gencin mesajlarından hakikaten bilgili olduğu anlaşılıyordu. Beni etkilemişti, forumun tümünü Linux işletim sisteminde deneyimli profosyonel güvenlik şirketimiz yerine bu gence kurdurmaya karar verdim. Bir aşamaya kadar sadece uzaktan çalışarak gerçeken de başarılı oldu ancak bir noktada ofise gelmek zorunda kaldı. Gelen bir çocuktu, en fazla 14-15 yaşında; hepimiz şok olmuştuk. Eminim bir ara telefon ile konuştuğu bizim güvenlik şirketindeki mühendis arkadaşlar da bu çocuktan etkilendiler. Size tavsiyem eğitim sürecinin her aşamasında, kimsenin “erken daha” biçiminde söylemlerine aldırmadan mümkün olduğunca mesleğinize yönelik pratik bilgileri edinmeye çalışın. Bilişim sektörünü ele alırsak yazılım veya donanım alanında bir an önce amatörce de olsun bilgiler kazanmaya, kendinizi yetiştirmeye çalışın. Tüm meslekler için bilişimin, gelişme ve ilerlemede kaldıraç rolünü kavrayarak mesleğinizle ilgili tüm yazılımları, uygulamaları önceden öğrenin.

Eğitim sürecinde staj olsun, gerçek hayatta yapılacak üniversite projeleri olsun hatta basit seminerler..vs hepsinde önde olun. Girişimci olun ve her fırsatı mutlaka değerlendirin. Mesleğinizi oluştururken ne kadar önde olursanız, ne kadar önce yola çıkarsanız alabileceğiniz yol o kadar fazla olur. Bir an önce pratik yapmaya çalışın, özellikle internet üzerinden zaman ve mekândan bağımsız e-öğrenme süreçleri ile verilen sertifika programlarına katılın, gerçek projelerde çalışın, iş hayatında fiilen yöneticilerin yanında olmaya gayret edin, çerçevesi tam belirlenmiş pratik görevleri başarmaya çalışın, part time iş olanaklarını mutlaka değerlendirin. Kendiniz öğrenin; beklemeyin ki öğretim görevlileri size her şeyi bütün olarak hap gibi versinler, böyle bir hayal sizin kaybetmenize neden olur. Mesleği tam olarak önemseyin.

Bazı Vakıf Üniversitelerinin rol modeli oluşturmasıyla bugün artık birçok üniversitede etkin Kariyer Merkezleri bulunmaktadır. İş dünyasıyla eğitim kurumlarını ortak bir paydada birleştirme amacıyla yol alan bu kariyer merkezlerinin çalışmaları giderek daha önemli hale gelmektedir. Üniversite bünyesinde faaliyet gösteren merkezlerin dönemsel olarak organize ettiği kariyer günleri ve fuarlar, seminerler, stak programları, mesleki eğitim projeleri öğrencilere eğitim aldıkları sektörü tanıma fırsatı verdiği gibi işadamlarıyla yüz yüze görüşme imkânı da sağlayarak onların mesleği daha yakından tanımalarını yardımcı olmakta.

Kariyer Merkezleri birer “istihdam bürosu” gibi çalışarak öğrenciler daha mezun olmadan onlara rehberlik hizmetleri vermekte ve öğrencilerinin özgeçmişlerini (CV: Curriculum Vitae) biriktirerek basılı olarak ya da İnternet siteleri üzerinden işadamlarına sunmaktadır.

Genellikle iyi eğitim almış ve tanıdık simalara rağbet gösterilen iş dünyasında oluşturulan CV bankaları öğrencileri bir adım öne geçirmektedir. Zira artık üniversite mezunlarının iş bulabilmeleri için sadece iyi puanla öğrenci alan bir bölümü bitirmek yetmemektedir.  (www.monster.com.tr Kariyer Tavsiyeleri)

Özgeçmiş hazırlamak, mülakat tekniklerini tanıtmak, mezun öğrencilerin deneyimlerini aktarması temeline dayanan mentorluk projeleri ve şirketlere yapılan teknik geziler de kariyer merkezlerinin diğer etkinlikleri arasında yer almaktadır.  Kariyer Merkezlerinin düzenlediği Kariye Günleri kaçırılmayacak fırsatlar doğurabilir. Yine Kariyer Merkezleri veya kendi çabalarınızla sağlayacağınız staj olanakları özel sektör temsilcilerinin öğrencileri kendi işletmelerinde tanımalarına enteraktif etkinliklerde onları değerlendirmelerine yardımcı olmaktadır. Staj süreci çift taraflıdır, şirketler yarın kendi işletmelerinde çalışmasalar bile, bu yetenekli öğrencileri gönüllü itibar elçileri olarak görmekten memnun olurlar. Bu sebeple staj yeri ararken başvurduğunuz şirketler hakkında detaylı araştıra yapmalısınız, yöneticilere işletmelerini tanıdığınızı ve gönüllü elçileri olabileceğinizi fark ettirin.

Özel sektörde farklı alanlarda çeşitli stajyer programlarına katılarak mesleğinize ilişkin farklı kariyer seçeneklerini de değerlendirmiş olursunuz. Mümkün olduğunca sektöründe lider, itibarlı ve iyi organize olmuş ve büyük işletmeler yanında küçük işletmelerde de staj yapmaya çalışın. Böylece kendiniz bir işletme kurmak istediğinizde nelerle karşılaşacaksınız, bunu da değerlendirmiş olursunuz.

Günümüzde öğrenci kulupleri de özel sektör temsilcilerinin artık önemsediği organizasyonlardır. Öğrencilik yıllarında üniversite kulüplerinde etkinlik gösteren, çeşitli projelerde öğretim görevlilerine yardım eden, stajlarını etkin olarak yapan ve seçmek istediği mesleğe göre şirketlerin veya kamu kurumlarının işe başvuru süreçlerini yakından takip eden, daha mezun olmadan bir çevre (network) oluşturabilen öğrenciler daha başarılı kariyere sahip olmaktadır.

Dünya’daki son ekonomik krizden dolayı özel sektör iş dünyasının şu anda içinden geçtiği süreç olumsuz olsa da, iş dünyasına yönelik iyi yetiştirilmiş, kendini ve mesleğini tanıyan, ilgi alanlarını bilen ve kariyer hedefi olan yeni mezun gençlerin istihdam edilebilir olduğuna inancınızı hiç kaybetmeyin. Ülkemizde üniversite mezunlarının bile iş bulamadığı söylemi tamamen uydurmadır. Bu söylem daha çok “O kadar çok üniversite açtık ki, buradan mezun ettiğimiz bazı öğrenciler aslında hiçbir şey bilmiyorlar!” anlamındadır.

Aslında işletmeciler ve profesyonel yöneticiler taze bilgilerle donanmış, öğrencilik hayatı boyunca kendini keşfetmeye ve yetkinliklerini geliştirmeye çalışan, bu anlamda stajlarını yapan ve aktif olarak iş dünyasına ilgi duyan öğrencileri mezun olduklarında işe yerleştirmektedirler. Gazetelere bakın madem üniversite mezunları bile işsiz, nasıl oluyor da bu kadar çok iş ilanı var? Mühim olan öğrencilik sürecindeki donanımınızdır.

Çok yakın bir tarihte katıldığım İTÜ Bilgisayar Bölümü danışma kurulu toplantısında edindiğim temel izlenimlerden biri öğretim görevlilerinin aslında iş piyasası ihtiyaçları ve çalışma koşullarını çok iyi bilmedikleriydi. Evet, gerçekten inanılmaz bir eğitim sürecinden geçiriyorlardı öğrencileri ancak bu öğrenciler mezun olduklarında edindikleri bilgileri ne oranda kullanabiliyorlardı? Basit ama daha geçerli iş piyasası tecrübeleri ve işletme süreçleri bu öğrencileri ne katabilirdi? Bu toplantıda da söyledim gibi “Biz çok iyi mühendisler, son derece donanımlı elemanlar yetiştiriyoruz, ancak bunlar mezun olduklarında belki de sadece ilkokul mezunu işletmeciler yanında çalışmak zorunda kalıyorlar.” Türkiye’de gençlere tanınan istihdam olanakları daha fazladır, gençler deneyimsizdir, sorumlu oldukları çok büyük masarafları yoktur, düşük ücretlere çalışırlar. Ama şöyle düşünün 40 yaşına geldiğinizde de aynı iş yerinde size o günkü ihtiyaçlarınızı giderecek istihdam sağlanabilecek mi? Eğitimli gençlere tavsiyem bu olasılığı da göz önüne alarak girişimci olmaları, kendi işletmelerini kurmaya dönük çalışmalarıdır.

İş Arama Süreci, CV Hazırlama ve İş Görüşmeleri

Tüm bu anlattıklarımıza, eğitim sürecindeki kendinizi ve mesleği tanıma çabalarına, mesleğe ait bir çevre oluşturma, özel sektör projeleri, kariyer etkinlikleri ve staj programlarına rağmen kendiliğinden gelişen bir iş bulma süreci yaşamayabilir veya farklı kariyer seçeneklerini değerlendirmek amacı ile kendinizi bir anda bir iş arama süreci içinde bulabilirsiniz.

Toplumdaki “Önce, o iş erinde arkan olacak!” inancının tamamıyla yanlış olduğu kanısındayım. Evet, bir çevreniz olması iyidir ancak bu bizzat sizin çevreniz olmalıdır. Yukarıda anlattığımız süreç içinde oluşturacağınız size ait bir ağ! Akrabalık, ağabeylik veya herhangi bir şekilde inanca veya fikre dayalı yandaşlık ağırlığı ile girilen bir iş arama sürecinin başlangıçta “kolay yol” gibi göründüğünü ancak aslında bu vasiyet ilişkisinin zamanla yıpratıcı olduğunu, sizi bağımlı kılacağını ve aslında zamanla aleyhinize dönme olasılığını göz ardı etmeyin.

İş arama sürecinde kendinize ait bir Blog olması, videolu CV’ler, çeşitli istihdam amaçlı internet siteleri, kariyer amaçlı LinkedIn ve XING gibi internet sosyal ağları, geleneksel iş arama yöntemleri yanında faydalı mecralardır. Geleneksel iş arama yöntemlerinin tamamlayıcısı olarak kullanacağınız bu sosyal ağlarda şirketlerle ilgili bilgi toplamak, faaliyetleri hakkında detaylı araştırma yapmak ve çeşitli fırsatları kovalamak ve bağlantı kurmak ise iş aramada öne çıkmaktadır. Ancak bunların hiçbiri iş arama sürecinde CV kadar etkin değildir. Bu sebeple bir iş yerinde çalışırken bile düzgün hazırlanmış ve yenilenmiş bir CV’niz hazır olmalıdır.  İlk 3 ile 25 saniye içinde yöneticinin dikkatini çekecek bir CV başarılı bir kariyer için iş arama sürecindeki ilk adımdır.

Bu makalede CV hazırlamanın temel prensiplerini anlatmayacağım, buna ait Türkçe veya İngilizce birçok makaleyi Google’dan bulabilirsiniz. Ben size daha çok “ipuçları” vermeyi planlıyorum. Öncelikle özgeçmişinizi yazarken okunaklı, temiz ve vurgulamak istediklerinizi tam olarak gösteren güzel bir tasarım olması gerektiğini bilmelisiniz. Eğer çalışmak istediğiniz kuruluş uluslar arası bir işletme değilse özgeçmişinizi tamemen Türkçe olarak ve paragraflar yerine madde madde ve “bullet” denilen madde işaretleme tekniği ile hazırlayın. En önemli maddeler, en son çalışılan işletmenin bilgisi ve çalışılan pozisyon, en son bitirilen okul veya madde içindeki bilgilerden en önemlisi en önde olmalıdır. Çalışılan pozisyonun adının önüne yazılmış çalışılan tarih aralığı birçok yönetici için sıkıcıdır. Bunun yerine aşağıdaki gibi özetleyin.

  • Yüksek Müdendis, İTÜ Elektrik Elektronik Fakültesi, 2003
  • Kadıköy Anadolu Lisesi, 1997

Çok daha derli toplu temiz ve vurgulayıcı olacaktır. Eğer mezun değilseniz mutlaka mezun olacağınız tarihi ay/yıl olarak yiene sonda belirtin. Hiçbir şekide sorumluluk bazında bir kariyer açıklaması yapmayın, örneğin “Teknik servisin tüm sorumluluğu,” şeklinde bir söylem yöneticiler tarafında işin tanımı olarak algılanacağından yanlıştır. Bunun yerine “Teknik Servis Müdürü” daha etkin ve başarı odaklıdır. Tanımlamalar yerine doğrudan pozisyonlar yeterldir. CV’nizde cümllerde parantezler yerine okuması daha kolay virgüller ile ayırma daha etkilidir. Birçok CV’de gereksiz kelimeler, tanımlamalar ve maddeleri görüyoruz. Bu yığılmalar yöneticileri boğduğu gibi sizin yeteneklerinizi de küçültebilir. Kendi tecrübelerimde Mühendis iş başvurularında “MS Word, MS Excel” bildiğini belirtenleri bile gördüm. Bazı CV’lerde de öğrencilik sırasında katınılan kursların veya STK projelerinin başlangıç ve bitiş tarihlerine tanık oldum, CV hazırlarken kendinize “Yöneticinin bu tarihleri bilmesi ona ne katar?” sorusunu sorun. Unutmayın belki sadece 3 saniyeniz var ve yöneticinin bu süre içinde dikkatini çekmelisiniz. “Gereğinde referans verilebilir,” gibi gayet subjektif ve gereksiz cümleler kullanmayın, yöneticiler gereğinde kimden referans alabileceklerini zaten bilirler. Üstelik eski işletelerinizden vereceğiniz yönetici referanslarında belki de işten çıkma/çıkarılmanın verdiği vicdani sorumluluk sonucu taraflı yargı içereceği de aşikârdır.

Tek bir sayfa CV her zaman daha etkindir ancak iş tecrübeniz veya eğitimlerinizin zenginliği özgeçmişinizin bir sayfaya sığmamasına neden olabilir, hiçbir şekilde kullandığınız fontu daraltarak bir sayfaya sığdırmaya çalışmayın. 11 punto idealdir, belki madde işaretleme yaparken kullandığınız marjinleri küçültebilirsiniz. Bu amaçla bazı bölümleri de birden fazla sütun ile tasarlayabilirsiniz. Farklı şehirlerde iş deneyimlerinizi ayrıca belirtmek iş başvurularında değer katabilir.

Format dışında da içerik olarak CV’nizin neye talip olduğunuzu ve bilgi ve becerilerinizi, geçmiş başarılarınızı bildirmesi gerektiğini unutmayın ancak hiçbir şekilde bunları abartmayın. Yönetciler işe başladığınızda “biliyorum” dediğiniz bir şeyi aslında bilmediğinizi fark ettiklerinde baştan bu bilgiyi öğrendiklerinde takınacakları tutumdan daha sert davranırlar. Ayrıca günümüz şartlarında yöneticilerin sizi çok deneyimli ama pahalı bir eleman olarak görmelerini de istemezsiniz. Öte yandan iş hayatınızın başında belki de daha tecrübsiz iken yapmak zorunda kaldığınız ancak bugün yapmayı tercih etmeyeceğiniz pozisyonlarda elde ettiğiniz yetenekleri de açıklamaya kalkmayın. Yöneticiler için önemli olan ellerinde açık bulunan kadro için ne gibi yetenekleriniz olduğu ve geçmişteki bu yönde elde ettiniz başarılardır. Benzer şekilde “Balık tutmayı seviyorum,” şeklindeki bir hobi maddesi belki de işkolik o yönetici için sizi gereğinden fazla rahat biri olarak tanımlayabilir.

Özgeçmişinizde kullandığınız kısaltmalara dikkat edin. Birçok mühendis iş başvurusunda MCSE, MCP+I, TCP/IP, CCA, CCNA, token ring, NT Service Packs, Ethernet cards, Server 4.0, SQL 6.5, 7.0, Red Hat Linux 6.1, Turbo Linux 4.0, Caldera 2.3 .. vs benzeri kısaltmalar kullanılmakta olduğunu görüyoruz. Aklınıza şunu getirmelisiniz, “Acaba başvuruyu inceleyen yönetici bu terimleri biliyor mu?” Bildiğinden emin değilseniz daha basit terimler ve daha açıklayıcı cümleler kullanmalısınız. Hazırladığınız özgeçmişi gönüllü rehberlerinize okutun ve dışarıdan farklı bir göz ile bakmalarını sağlayın.

İşe girmek için mesleğe ait gerekli bilgi ve deneyim yanında adaylarda vizyon, işe uyum ve farklılıklara adaptasyon, öğrenme hevesi ve geniş iş dünyası bilgisine de bakılmaktadır. İşe girmek için yapılan mülakatlarda yöneticiler adayların kendi firmlarındaki büyüme ve değişikliklere ayak uydurup ayduramayacakları için sorular soracaklardır.

Bütün işverenler, kendi firmalarını başarıya ulaştıracak yeni mezun iş gücünü çekmek için stratejiler oluşturmaktadır.  Firmaların çoğu, iş yerine yeni bir kan ve yaratıcılık getirecek insan patlamasından faydalanacaktır. Yeni mezunlar dünyayı başka gözlerle görürler. Bilgiyle dolu olduklarından, bu bilginin kendini uzun ve harika bir kariyere götüreceğini düşünürler. Yeni mezunlar hırslıdırlar, hareket kabiliyetleri daha yüksektir ve aldıkları ilk görevle iyi bir etki yaratmaya çok heveslidirler. (www.monster.com.tr Kariyer Tavsiyeleri)

İş görüşmelerinde sağduyulu olun, yöneticilerde her şeyin paradan ve büyük/itibarlı şirket kartvizitinden ibaret olduğunu düşündüğünüz kanısını yaratmayın. Öncelikle size soru sorulmasını bekleyin mümkün olduğunca siz soru sormayın; internet üzerinden elde edilebilecek hiçbir bilgiyi iş görüşmesinde sormayın. Böyle bir soru ilgisizlik sebebi ile doğrudan sizi eleyecektir. Çalışma şartları, süresi ve o kadro için düşünülen maaş gibi bazı basit, kişisel ve doğru soruları sorun.  Yöneticiler aradıkları kadroya maaş belirlerler, özellikle şahsınıza değil!  Bu sebeple hiçbir argumanı içselleştirmeyin. Size sunulan ve gerçekçi bulmadığınız teklifleri kabul etmeyin ve uğraşmayın.

İş görüşmelerinde yöneticiler size soracakları sorular ile öncelikle sizin uyumlu bir karaktere sahip olup olmadığınızı sorgulayacaklardır. Uyumluluk, yeni roller üstlenebilme yeteneği ve yeni durumlar karşısında yeni çözümler üretebilme özelliği ekonomi rüzgârları bir fırtına gibi esmeye başladığında firmalar için hayat kurtarıcı nitelikler taşır. Analitik düşünme yeteneği, organisazyonda toplanan verilerden örnek olabilecekerin seçilerek düzgün bir ölçme ve değerlendirme ile doğru karar verebilme, takım oyununa uygunluk ve liderlik yeteneği ve sosyal yeteneklerinizi analiz etmek için size sorular sorulacaktır. Bu sorulara verilecek alçak gönüllü, meraklı ve öğrenebileceğinizi vurgulayan cevapların ciddi etki yaratacağını bilmelisiniz.

Bir iş görüşmesinde sadece basit bir telefon bilgisini yazmak için adayın yepyeni bir sayfa kâğıdı harcadığına şahit olmuştum. Hâlbuki yöneticiler az kaynakla çok iş yapmak yetisine sahip adaylar ararlar. Mülakat sırasında yöneticinin masasına çay bardağını koyanlar, ikinci cümlesinde “siz” yerine “sen” diye hitab edenler, eski çalıştığı işletme için son derece kötü konuşanlar..vs bunları örnek olarak dahi vermiyorum. Eğer size sorulan soruya cevap verirken geçmiş bir hatanızdan bahsetmk istiyorsanız dürüst olun ve doğrudan açıklayın; açıklama sırasında hatalarınızdan ders çıkarabileceğinizi gören yönetici bunlardan menun bile olabilir, ancak hiçbir şekilde eski çalıştığınız kuruluşu kötülemeyin. Eski çalışma arkadaşlarınız ile yaşadığınız ilişkileri %100 haklı bile olsanız anlatmayın. Yeni bir iş başvurusundaki amacın size daha ugun, mesleğinizde ilerlemenize imkân tanıyan daha iyi bir posizyon olduğunu söyleyebilirsiniz.

Yöneticiler iş görüşmelerinde mutlak bilginizden çok öğrenme isteğinizi, mesleğe duyduğunuz hevesi, beceri kazanma yetinisi sorgulayacaklardır; iyimser olun, kaçak cevaplar vermeyin, doğru olmayan bilgiler sunmayın,  dürüst ve itaatkâr olabileceğinizi hissettirin.  Dinleyin ve anlamaya çalışın, önemli olan yeteneklerinizden çok temel eğitim ve deneyiminiz ile bu pozisyonda kazanabileceğiniz yetenekler ve bunun için gerekli alt yapınızdır; kültürünüz, değerleriniz ve karakteriniz.

Meslekte İlerleme ve Sürekli Eğitim

Günümüzde insanların değeri kariyerlerindeki başarı veya başarısızlıkları ile ölçülmektedir, bu sebeple kariyerinizde diğer çalışanlar ve yöneticiler üzerinde iyi bir izlenim bırakmak, sürekli ilerlemek ve doğru alışkanlıklar göstermek mesleki başarınız için önemlidir. Mesleki yetenekler başarılı olmanızı ve daha üst posizyonalara tırmanmanızı sağladığı gibi bazen de sizi farklı iş yerlerinde daha iyi kariyerlere yönlendirebilir.

İyi düşünerek meslek seçimi yapmak, mesleğinizde başarılı bir yaşama kavuşmayı garantileyen en önemli ve temel etken olduğunu söylemiştik. İş hayatınızda ilerlemek, daha iyi pozisyonalara yükselmek de aynı derecede başarı için önemlidir. Mesleğinizi seçerken yararlanabileceğinizi öğütlediğimiz doğal rehberler sizin seçtiğiniz meslekte başarılı olmanız için de referans olabilirler. Onlara danışın, özellikle daha iyi pozisyonlar için rehberlik hizmetleri çok önem kazanır. Çok sık iş değiştirmeyin. Sık değişiklik sizi uyumsuz ve başarısız gösterecektir. Bir iş yerinde 3-4 sene çalışmış bazı gençlerin, birçok insan için önemsiz olabilecek nedenleri öne sürerek, sadece 3-4 maaş tutarındaki tazminatları alabilmek için işten çıkarılmayı beklediklerine, hatta bunu istediklerine şahit oluyorum. Hâlbuki sebebi ne olusa olsun “işten çıkarılma” iş hayatında üstünüze yapışacak en kötü lekelerden biridir. Siz mümkün olduğunca hiçbir nedenden dolayı işten çıkarılmamaya gayret edin. Kaçınılmaz ise mutlaka istifa edin.

Başarı için en temel etkenlerden biri de zaman yönetimidir. Yapmanız gereken işleri farkında bile olmadan nasıl ertelediğinizi tespit etmeye çalışın. Birçok gencin televizyon başında veya paylaşım sitelerinden yükledikleri filmleri seyrederken veya sosyal ağlarda gereksiz paylaşımlar ve geyik muhabbetleri ile nasıl zaman kaybettikleri gördükçe gerçekten üzülüyorum. Mesleğinizi geliştirmek için harcamaları gereken bu zamanları boşuna kaybediyorlar.

İş dünyası hakkındaki mitlerden biri de en çok çalışanların daha başarılı olduklerı ve en öne geçtikleridir. Gerçekten de çok çalışmak iş hayatında önemlidir ancak aynı zamanda akıllı çalışmak da başarı için gereklidir.  İş hayatında akıllı çalışma, işinize odaklanmak, mesleğinizde ilerleyerek çalıştığınız takım veya şirket için daha etkin olabilmek, daha az kaynakla daha verimli çalışma metodları geliştirmek ve bireysel katma değerinizi arttırmaya çalışmaktır. Yaptığınız işte en önemli hususlar nelerdir? Bunun tespiti size başarıyı getirecektir.

Not tutmak, verilen görevleri listelemek ve planlamak iş hayatında başarının sırlarından biridir. Günlük ve daha uzun süreli zaman dilimleri için farklı listeler oluşturun. Bunları zaman içinde yenileyin. Liste yapma alışkanlığınız iş hayatında yükseldikçe astlarınızı görevlendirmenizde de yardımcı olacaktır. Eğer bu listeleri dosyalarsanız gereğinde başardığınız işleri özetlemek için de kullanabilirsiniz.

Mesleğinizde ilerlemek için İngilizce bilmeniz veya bilmiyorsanız da öğrenmeniz çok önemlidir. Bahsettiğim “İngilizce” kavramı örneğin İngilizce bir semineri dinleyebilmek ve soru sorabilecek kadar bu dile hâkim olmak şeklindedir. Eğer öğrenim sürecinde İngilizce öğrenmedinizse de üzülmeyin; her yaşta İngilizce öğrenilebilir. Yeter ki siz isteyin. Eğitim süreçlerinin tümünün alt yapısının internete taşındığı günümüzde online eğitiminiz için İngilizce şarttır. Mesleğinizde zaman içinde güncelliğinizi yitirmemek için mutlaka sürekli eğitim seçeneklerini değerlendirmelisiniz. Sınıf içinde alınabilecek kişisel gelişim ve mesleki eğitimler yanında internet kaynakları ve e-öğrenme süreçleri de sürekli eğitiminiz için paha biçilmez kaynaklar olabilir. Yeter ki siz öğrenmeyi amaçlayın, meraklı olun, araştırın ve kendinizi geliştirmeye çalışın.

İş hayatında belirgin formel e-posta formatları ile yazışmak, gereğinde aynı iş kolunda dost veya rakip firmalarda çalışan arkadaşlar veya tanıdıklarınız ile telefonda konuşmak, belki onlar ile öğlen yemeklerine çıkmak sizin için bir çevre oluşturacak ve mesleğinizde ilerlemenizde yardımcı olacaktır. Sosyal hayatta sağlıklı ve etkili iletişim kurmak ve sürdürmek iş hayatında başarı için gereklidir. Mesleğiniz ile ilgili gelişmeleri izler ve kendini kişisel olarak sürekli geliştirirken bir yandan da iletişim kurarken doğru bir Türkçe, doğru düzgün ve formel yazım teknikleri size saygınlık kazandırır.

Son olarak gençlere mesleklerinde başarılı olmaları için günümüzde çevreye duyarlı olmayı, meslek etiğini bilmek ve uygulamayı, iş sağlığı mevzuatınına uymayı ve iş güvenliği önlemlerini almalarını, iş hukukunu öğrenmenlerini salık veririm.

1957 doğumlu M.Niyazi Saral, 1981 yılında İTÜ’den Elektronik Yüksek Mühendisi olarak mezun oldu. Aynı üniversitede 2 yıl öğretim görevlisi olarak çalışan Niyazi Saral 1981 yılından beri sektörde mühendis ve yönetici olarak çalıştı. Evli ve iki çocuk babası Niyazi Saral kendi mesleği dışında etik kuramlar, e-öğrenme, meslek standartları ve yeterlilikler üzerine çalışmaları yapmaktadır. Niyazi SARAL 2007 yılından beri Bilişim STK’larında gönüllü olarak çalışmakta ve kar amacı gütmeyen Çizgi-Teknoloji Araştırma Geliştirme ve Eğitim Merkezi çatısı altında çeşitli mühendislik yarışmaları, sempozyumlar, eğitim seminerleri ve e-öğrenme programları ile uzaktan eğitim çalışmaları yürütmektedir. Niyazi Saral Mesleki Yeterlilik Kurumu Voc-Test Sınav ve Belgelendirme Merkezi Koordinatörü olarak çalışmış ve Türkiye Bilişim Sektörü Meslek Standartları ve Yeterlilikleri kanun ve yönetmeliklerini hazırlayan ekibe liderlik etmiştir. Niyazi Saral, Blok Zinciri ve kripto paralar üstüne üç farklı şehirde 7 seminer vermiştir. Son yıllarda ise Yapay Zeka ile öğrencilerin kişisel özelliklerine göre bilişim meslek seçimi ve ücretler üzerine araştırmalar yapmaktadır.

One Comment

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Top